2020 sonrası iklim değişikliği rejiminin çerçevesini oluşturan Paris Anlaşması, 2015 yılında Paris’te düzenlenen BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı’nda kabul edilmiştir. Anlaşma, 4 Kasım 2016’da yürürlüğe girmiş ve küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelere göre 2°C'nin altında tutmayı hedeflemektedir.
Paris Anlaşması’nın temel amacı, insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının neden olduğu küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelere göre 2°C'nin altında tutmaktır. Anlaşma, 1,5°C hedefinin önemine dikkat çekmektedir. Ülkeler, “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” ilkesi doğrultusunda katkı sağlamaktadır.
Türkiye, Paris Anlaşması’nı 22 Nisan 2016’da imzalamış ve 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefini açıklamıştır. 7 Ekim 2021 tarihinde Türkiye, anlaşmayı resmi olarak onaylamış ve iklim değişikliğiyle mücadelede aktif bir rol almayı taahhüt etmiştir.
Anlaşmanın işleyişini gözden geçirmek amacıyla her yıl düzenlenen COP (Taraflar Konferansı) zirvelerinde ülkeler, iklim değişikliğiyle ilgili yeni politikalar ve kararlar almaktadır. COP26'da alınan kararlarla birlikte, fosil yakıtlardan uzaklaşma ve iklim finansmanı gibi önemli adımlar atılmıştır.
Paris Anlaşması, iklim değişikliğiyle mücadelede küresel çapta iş birliğini güçlendiren ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen önemli bir adım olmuştur. Ülkeler, bu anlaşma çerçevesinde sera gazı emisyonlarını azaltarak, iklim değişikliğine uyum sağlama konusunda büyük sorumluluk taşımaktadır.